{ "title": "Akut Myeloid Lösemi", "image": "https://www.akut.gen.tr/images/akut-myeloid-losemi.jpg", "date": "21.01.2024 03:26:51", "author": "kemal adigüzel", "article": [ { "article": "
Akut Myeloid Lösemi, (AML) bir lösemi çeşidi olup kemik iliğinde üretilen kan hücrelerinin myeloid serisindeki anormal ve aşırı çoğalmasıyla karekterize bir kanser türüdür. Myeloid seri hücreleri; Eristrositler, trombositler, monositler ve granülositler olarak bildiğimiz nötrofil, bazofil ve eozinofil hücreleridir.

AML, her yıl tanı konulan lösemilerin yaklaşık beşte birini oluşturur. Özellikle yeni doğan dönemi ve adolesan dönemde sık olarak karşımıza çıkabilmektedir.

Hatalığın kliniğine baktığımızda en sık karşılaşılan semptomlar ateş, kanama, kemik ve eklem ağrısı, splenomegali, hepatomegali, kloroma ve koagülasyon bozukluklarıdır. Akut Myeloid Lösemi tanımda her ne kadar aşırı çoğalmayla karekterize dediysek de bu hücrelerin anormal yapıda olması sebebiyle hücreler kendi normal fonksiyonlarını yerine getiremezler ve sitopeni (Hücre azlığı) tablosuna yol açarlar. Örneğin eritrosit sayısının azalmasına bağlı olarak anemi (Kansızlık) hastada solukluk ve halsizlik tablosu oluşturabilir. Trombositopeni (Trombosit azlığı) tekrar eden kanamalara sebebiyet verebilir. Aynı şekilde granülositlerin azalmasına bağlı olarak da hastanın mikroplara karşı savunma dirence düşebilir ve enfeksiyonlara çok sık yakalanabilirler. Lökosit sayısı aşırı çoğalma nedeniyle damar içerisinde milimetre küpte 200 000'nin üzerine çıktığında blastlar (Yeni oluşan kan hücreleri) damar için de küme oluşturup küçük damarların tıkanmasına sebep olabilir, çevre yapıların oksijenlenmesi bozulabilir veya damar bütünlüğünü bozup kanamaya neden olabilir. Aynı şekilde artan hücreler tümör lizis sendromuna (Tümör hücrelerinin aşırı ve hızlı yıkımına bağlı olarak kan dolaşımına çeşitli metabolik atıkların karışmasıyla hayatı tehdit eden bir sendrom) yol açabilir.

AML'nin tanısını koymak için hastalığın kliniğiyle beraber laboratuvar değerlerine de bakmamız gerekir. Ama kesin tanısını kemik iliği aspirasyon biyopsisinde blast sayısının normal hücrelere oranının yüzde 30'u geçmesiyle konur. Oluşan laboratuvar değişiklikleri ise şöyle; kan hücrelerinin azalmasına bağlı olarak oluşan anemi, retiküsitopeni, trombositopeni, artmış porliferasyon ve yıkım sebebiyle ürk asit ve LDH artışı, tümör lizis sendromuna bağlı hiperpotasemi, hiperfosfatemi ve hipokalsemi olabilir.

AML'nin tedavi seçenekleri ise şöyledir; Remisyon-indüksiyon, destek tedavisi ve kemik iliği transplantasyonudur. Remisyon-indüksiyon tedavisi kan sayımın normale inmesi, kanda bulunan blast sayısının yüzde 5'in altına indirilmesi ve hastanın şikâyetlerinin bitmesi amaçlanır ki bu sebeple vinristin ve dauroblastin gibi kemotöropatik ilaçlar kullanılır. Destek tedavisinde örneğin pansitopeni döneminde tombosit, eritrosit veya enfeksiyon riski durumlarında granülosit desteği sağlanır. Yaygın damar içi pıhtılaşması (DİC) olan hastalarda taze donmuş plazma (Pıhtılaşma faktörlerini içerir) verilir. Tedavide son olarak kemik iliği nakli yapılabilir ancak bu da her hastaya önerilmez. Çünkü invaziv bir işlem olup enfeksiyon riski vs gibi durumlara yol açması yanında doku reddi olma olasılığı vardır.
" } ] }